Tercüme ve Şerh Ne Demek? Ve Neden Bu Kavramlar Gerçekten Tartışmaya Değer?
Hadi, kabul edelim: Tercüme ve şerh, genellikle çok fazla ciddiye alınan ve aslında günlük yaşamımızda fazla önemsenmeyen iki kavram. Ama durun, bir dakika! Bence bu kavramların arkasındaki derinlikleri, zayıf yönlerini ve zaman zaman ne kadar yanıltıcı olabileceğini tartışmaya değer. Her ikisi de “açıklama” ve “açıklık” vaat ediyor, ama ne kadar doğru ve güvenilirler? Bu yazı, bu iki kavramın güçlü ve zayıf yanlarını cesurca ortaya koymayı amaçlıyor.
Tercüme: Sadece Sözleri Aktarmak mı?
Tercüme, dilin sınırları içinde yaşamaktan başka bir şey değildir. Her kelime bir “kod” gibi algılanır; bir dilin sunduğu tüm anlamı, başka bir dile aktarabilmek, çoğu zaman imkansızdır. Ancak, gündelik yaşamda ne kadar da yaygın bir biçimde “mükemmel tercüme” arayışına gireriz, değil mi? İşte burada, erkeklerin daha stratejik ve problem çözmeye odaklı yaklaşımının devreye girdiğini görüyoruz. Bir erkek, tercüme dediğinde, genellikle tam bir “yazılım güncellemesi” görmek ister. Her şeyin net, her şeyin doğru olmasını ve hiçbir kayıp yaşamadan aktarılmasını talep eder. Peki, gerçekte bu mümkün mü?
Elbette, teknik metinler ve bilimsel dilde tercüme oldukça fonksiyonel olabilir. Ama duygusal bir konuşma, bir romanın incelikleri ya da felsefi bir yazı? Hiçbir dil, başka bir dilde “tam” anlamını taşıyamaz. Burada bir kayıp olur, bir çeviri hatası olabilir, bir anlam kayması yaşanabilir. Tercüme, aynı zamanda yazılı veya sözlü bir kültürün ve bağlamın da ötesine geçer. Bir İngilizce cümleyi Türkçeye çevirmek kolay olabilir, ama o cümledeki derin anlam, tonlama ve kültürel referanslar kaybolduğunda tercüme hiçbir işe yaramaz.
Bunu daha da açalım: Erkekler çözüm arayışına girerken, çoğu zaman tercüme ile “güvenli bir geçiş” istiyorlar. Ama güvenli geçiş mümkün mü? Bir dildeki incelikleri diğerine tam aktarmak, aslında onu bozmadan yeniden yaratmak, en büyük zorluklardan biridir.
Şerh: İnsanların “Anlatmak İstedikleri” Mi?
Şerh, genellikle bir metnin kenarında duran, bir parantez içinde kaybolan, hemen dikkatimizi çekmeyen küçük bir açıklama gibidir. Fakat bir metnin “gizli” anlamlarını açıklamak gibi büyük bir sorumluluğa sahip olabilir. Ancak, şerh de tercüme gibi, bir metnin asıl özünden sapabilir. Çoğu zaman, şerh yazan kişi, metnin doğru anlaşılması adına bir tür “ek bilgi” eklemeyi amaçlar. Ama işin içinde bir de şu var: Bu ek bilgi gerçekten doğru mudur? Yazarın düşündüğü gibi midir? Yoksa tamamen yorum ve yorumculuğun oluşturduğu bir anlam kargaşası mı?
Kadınlar şerhe çok farklı bakar. Empatik bir yaklaşım gösterirler, metni ve şerhi bir bütün olarak değerlendirirler. Yazarın sesini ve arkasındaki duyguyu anlamaya çalışırlar. Bu, genellikle daha insancıl bir yaklaşım olur. Ancak burada da tehlikeli bir durum var: Şerh, bazen yazarı değil de yorumcuyu ön plana çıkarabilir. Şerh, metnin ne kadarına sadık kalır, ne kadarını “yorumlayarak” yeniden sunar? Bu sorular, şerh kavramının en problemli noktalarından biridir. Kadınların şerhe yaklaşımı daha duygusal ve ilişkisel olabilir, ancak bu bazen şerhin metnin kendisini tam anlamıyla yansıtıp yansıtmadığına dair soruları göz ardı edebilir.
Tercüme ve Şerh: Bir Arada Durabilen Kavramlar Mı?
Peki, her iki kavram bir arada durabiliyor mu? Tercüme ve şerh, metni daha anlaşılır kılmak için bir araç olabilir, fakat birbiriyle çelişen iki yaklaşımı bir arada barındırabilir. Tercüme bir dilin matematiksel doğruluğuna odaklanırken, şerh daha çok kişisel yorum ve duygusal derinlik yaratmayı amaçlar. Bir dildeki her kelimenin doğru aktarılması için yaptığınız tercüme, başka bir dilde şerh olmadan anlamını yitirebilir. Ama şerh de doğru yapılmazsa, metnin özünden sapabilirsiniz.
Hadi bakalım, işin içine biraz tartışma katalım. Tercüme ve şerh, metnin özgünlüğünü korur mu, yoksa her ikisi de dilin en büyük düşmanları mı olur? Metnin üzerine yapılan şerh, anlamı derinleştiriyor mu yoksa bozuyor mu? Ve tercüme, gerçekten olduğu gibi aktarılabiliyor mu? Yoksa her dil, anlamını kaybeden bir hal alıyor mu?
Sizin Görüşünüz?
Şimdi soruyorum: Tercüme mi daha önemli, şerh mi? Bir metnin ruhu ne kadar korunabilir? Ve şerh, gerçekten bir metnin anlamını mı açığa çıkarır, yoksa ona zarar mı verir? Tercüme ve şerh arasındaki bu tartışmada siz hangi taraftasınız? Yorumlarınızı bekliyorum, çünkü bu tartışma sadece dilin değil, insanın kendisinin de derinliklerine iniyor!